19 Temmuz 2013 Cuma

Güç Halkındır!

Özgürlük hissini anlamlandırdığım bir 'Haziran'dı. Yazarken, konuşurken kullandığım kelimelerin canlılığını hissetmemi sağlayandı. Bu açıdan haykırdıklarım sıradan hissiz cümlelerin tutsak kelimeleriyle dolu olmayacak. Kendimi gerçekten işlevsiz hissettiğim zamanların acısını yaşadım uzun süre. Benim gibi düzenin baskısında ezilen ve hayatı anlamsızlıkla tanımlayan bir sürü de insan tanıyorum. Asıl kendimi yargıladığım içimde kopan fırtınaları dışıma taşıyamamdı. Öyle başkaldırışların, kahramanlıkların hikayelerine şahit oluyordum ki kendimden, tutsak kalmışlığımdan nefret ettiğim oluyordu. Uykusuz geçen gecelerde hayaller kurup harekete geçmem gerektiğine kendimi inandırıyordum fakat ertesi gün yine kendime ihanet ediyordum. İşte bu 'Haziran' bana kendimi bulma fırsatı verdi. Zihnimi paramparça ettiğim düşüncelerimi özgürleştirebilmem için adeta yeni bir dünya inşa etti. Özgür Haziran'ın her gününde hayallerimdeki tüm kelimeleri anlamlandırdım ve tüm duygusal karşılıklarını hissederek var oldum. Benim için yaşanılan bir tarih değil duygu yüklü bir diriliş hikayesiydi bu. Heyecanın ertesi olmadığına inanırım ve ben gerçekten heyecanlanmıştım. Bu heyecanla yaşamaya ve üretmeye devam edeceğime inancım nefes alıp verme zorunluluğu kadar kesin ve keskin. Günler geçtikçe insanların hissizliğini ve kendindeki gücü hissedemediğini görmek beni gerçekten en rahatsız eden durum. En büyük temennim Özgür Haziran'ın ve gelecek tüm haziranların halkın kendi gücünü bilerek yaşadığı zamanlar olarak geçmesi. Hayatı çok farklı anlamlandıran ve yorumlayan Gezi Parkı ve ülkenin bir sürü yerindeki halklar bir arada paylaşarak ve hayatlarına katkı sunarak geçirdi bu değerli zamanları ve kendindeki gücü tüm dünyaya gösterdi. Boyun eğmek insanın kendine, hayatına, inandıklarına yabancılaşmasının en belirgin halidir diye düşünüyorum. Tüm inançlarda hak gaspı kötülük kriterlerindendir. Hakkı gaspedilen insanların kol kola bu özgürlüğü bedenlerinde yaşatttıklarını gördük. Bu duygu yığınlarıyla yazılan direniş tarihinin ertesi tüm halkların en büyük kazanımı güçlerini doruklarda hissetmek olmalıdır. Güçlerini paylaşarak iktidara getirdikleri, onurlandırdıkları insanların haklarını elinden almalarına, itiraz etmeye değil kabullenmeye zorlanmalarına ve yöneten değil itaat eden durumunda olmalarına tüm insanlığın isyan etmesi şarttır. Sınırlı olduğuna hem fikir olduğumuz yaşamımızı; özgürlüğümüzü kazanmaya, hakkımızı elde etmeye, emeğimizin karşılığını almaya ve tüm insanların bu şekilde sonsuzluğa uğurlanmasını sağlamaya adamktan başka çaremiz yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder